10 Aralık 2021 Cuma

Evimin Filmleri: Crooked House

Tür: Polisiye, Suç, Gizem
Puan: 9/10

IMDB Puanı: 6.3
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt1869347

Agatha Christie, polisiye edebiyat denince akla ilk gelen isimlerden birisi. Halen yazmış olduğu cinayet romanları dünyanın dört bir yanında peynir ekmek gibi satılıyor. Cinayet romanları kraliçesinin, edebiyat dünyasında kırmadığı rekor yok. Kitapları bütün dillere çevriliyor, satış rakamları inanılmaz. Tüm dünyada iki milyardan fazla Christie kitabının satıldığı tahmin ediliyor.

Agatha Christie

Kız kardeşi Madge’in yazamazsın iddiasını çürütmek için, sırf deneme amaçlı yazmış olduğu ilk polisiye romanının ardından yazarlık mesleğini seçen Christie, yazdığı birçok romanda kendisine has o üslubuyla İngiliz üst tabakasının entrika dolu hayatlarına çekti bizi ve cinayeti bir anlamda soyluların, aristokratların yaşam döngüsünün ayrılmaz bir parçası olarak kullandı.

Efsane yazarın, kitaplarında kullandığı iki temel karakter vardı: Miss Marple ve Hercule Poirot. Her iki karakterin de bugün dünyada milyonlarca hayranı var. Hatta Poirot, 1975 yılında Christie tarafından romanda öldürüldükten sonra New York Times’ta tam sayfa taziye ilanı yayınlanan ilk hayali karakterdir. Christie’nin belirli karakterlerle özdeşlemiş romancılarla aynı ortak sıkıntıyı da zaman zaman yaşadığını söylemek lazım. Poirot’nun varlığı o kadar güçlüydü ki bazı romanlarda hayali dedektif, eserin önüne geçiyordu. Christie, bu sıkıntıyı aşabilmek adına birkaç kitabında yeni dedektifler yaratmaya çalıştı ama okur kitlesi hiçbirinden tatmin olmadı.

Tecrübeli yazarın Poriot ve Miss Marple olmadan yazmasına rağmen en fazla yankı uyandıran eserlerinden birisi de Crooked House olmuştur. Türkçeye “Çarpık Evdeki Cesetler” adıyla çevrilen kitap, Agatha Christie’nin de içine en çok sinen, en beğendiği romanlarından birisidir. Kuşkusuz bu memnuniyetin arkasında, Poirot gibi baskın bir karakter olmadan da yazdığı romanla ses getirebilmenin keyfi yatıyordu Christie için.

Cinayet kraliçesinin yazmış olduğu eserlerin birçoğu, defalarca beyaz perdeye uyarlandı. Bugün hala romanları TV dizilerine dönüştürülüyor, yüksek bütçeli ve iddialı uyarlamaları sinemalarda endam ediyor. Crooked House, Poirot gibi bilindik ve baskın bir karaktere sahip olmadığından dolayı sinema sektörünün ilgisine yeteri kadar mazhar olamadı. Sayılı televizyon uyarlamaları dışında büyük ekrana yansımayan eser, 2017 yılında önemli bir prodüksiyon olarak seyircilere lanse edildi. Gillian Anderson, Christina Hendricks, Glenn Close, Terence Stamp, Julian Sands gibi önemli oyunculardan oluşan kadro; Fransız yönetmen Gilles Paquet-Brenner’e emanet edildi.





Herhangi bir merak duygusunu öldürmeden, filmin tadını kaçırmadan kısaca anlatılan öyküden bahsetmek gerekirse her şeyiyle klasik bir Agatha Christie şablonuyla karşı karşıya olduğumuzu belirtmek gerekiyor. Zengin ve kalabalık bir aile, yüzlerce odadan oluşan devasa bir köşk, aile üyeleri arasındaki entrikalar, mutsuzluklar. Ve bütün hikayenin ana eksenine oturtulan genç bir dedektifle ailenin genç ve güzel kızı arasındaki aşk. Ve elbette amansız ve zamansız bir ölüm.

Yönetmen Brenner, Christie’nin en ağır tempoya sahip romanlarından birisi olan Crooked House’u herhangi bir yapay ekleme yapmadan olduğu gibi perdeye aktarmış. Filmde oynayan hiçbir oyuncu sırıtmıyor, ağır ağır ilerleyen hikayenin o dingin yapısı filmde de muhafaza edilmiş. Bu yapısıyla filmin bir kısım seyirciye hitap etmeyeceğini söylemek lazım. Öte yandan dönemin atmosferine uygun mekan seçiminin titizlikle gözetildiği, müziklerin doğru ve etkili kullanıldığı ve en önemlisi diyalog ağırlıklı bir filmde izleyiciyi ayakta tutan birçok güzel sekans sayesinde karşımızda tek kelimeyle şık bir film var. Filmin her anı buram buram kalite kokuyor. Şüphesiz, kadroda yer alan güçlü oyuncuların oluşturduğu bütünlük de bu kaliteye hizmet ediyor.

Filmin sanat yönetimi ayrı bir övgüyü hak ediyor.


Aynı dönemde sinemalara gelen şaşaalı Kenneth Branagh uyarlaması “Murder on the Orient Express”, ilginin aslan payını almış olduğundan dolayı bu nefis İngiliz tarzı uyarlama geri planda kaldı. Yeri gelmişken belirteyim, Branagh’ın uyarlaması ihtiva ettiği müthiş kadroya rağmen zayıf bir filmdi. Crooked House ise yönetmenine çok az alan tanıyan, manevra kabiliyeti düşük ve uyarlaması zor bir eser olmasına rağmen Brenner’ın kaliteli yönetimiyle gözümde bir üst sınıfta yer alıyor. Hikayenin altyapısında yatan ve finalde seyircinin yüzüne tokat gibi vurulan gizli gerçek gerçekten sarsıcı bir şekilde perdeye yansıyor. Bu anlamda, Agatha Christie sevenlerin zaten kaçırmaması gereken bir uyarlama olan Crooked House’u durağan ilerleyen ama adımlarını çok sağlam atan filmleri sıkıcı bulmayan bütün sinemasever dostlarıma tavsiye ediyorum.

27 Kasım 2015 Cuma

Evimin Filmleri: The Verdict



Film Adı: The Verdict
Tür: Drama
Puan: 9/10


IMDB Puanı: 7.8
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt0084855

Neden İzlemeli?

Paul Newman, sinema tarihinin en karizmatik oyuncularından biriydi. Yeni kuşak onu daha çok Road To Perdition'daki mafya babası olarak hatırlar, eski toprakların ise sayısız hatırasına baş koymuş onlarca filmi vardır usta aktörün. Butch Cassidy and the Sundance Kid başta olmak üzere 1950'li yıllardan günümüze uzanan birçok filmde, birbirinden çok farklı karakterleri başarıyla canlandıran Newman prestijli çizgisini hiç bozmayan ve iyi filmden taviz vermeyen yapısıyla kariyeri boyunca takdir toplamıştı. The Verdict, bu kariyerin altın çağı denecek o güzel 80'li yılların başında yer aldığı bir suç-mahkeme filmi. Beni tanıyanlar bilir, mahkeme filmlerine özel bir zaafım vardır ki bu filmi her zaman farklı bir yere koymuşumdur. Gerek ustanın müthiş oyunculuğu gerekse büyük yönetmen Sidney Lumet'nin dar ve kısıtlı alanda hikayesini anlatabilme yeteneği bu filmde harika bir harman oluşturuyor. Sırf bu ikili için bile izlenmeyi hak eden, sağlam bir drama. Bunun yanında adalet sistemine yönelik eleştirel bakış ve filme konu olan dava üzerinden bireyden topluma uzanışı enfes diyalogların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Kafa açan, zihin açan güzel bir film izlemek istiyorsanız kaçırmayın.

5 Ekim 2015 Pazartesi

Evimin Filmleri: Le Trou



Film Adı: Le Trou
Tür: Drama
Puan: 9/10


IMDB Puanı: 8.5
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt0054407

Neden İzlemeli?

Hapishaneden kaçış filmlerinin atalarından birisi olan Le Trou, aradan geçen 55 yıla rağmen halen bugün çekilmiş gibi tazeliğini koruyabilen, nadir bulunacak düzeyde üst seviye bir film. İnanılmaz sade ve gösterişsiz bir görselliğe, oyunculuğa sahip olan filmi özel kılan husus ise ilmik ilmik işlenen öykünün her anında sizi daha çok kaçış planının içine çekmeyi başarabilmesi. 2 saat süresince film boyunca her anında zekaya, iyi bir takım çalışmasına tanık olan seyircinin filmin en sonunda yalpalanacağı bir gerçek. Zira kapanış jeneriği ve final cümlesiyle birlikte tokat yemiş gibi oluyorsunuz. İnsanlar, onların davranış şekilleri ve bugünkü toplum matematiği ile o günleri karşılaştırmadan duramıyorsunuz. Hapishane filmlerinin, kaçış öykülerinin bu eskimeyen afilli başyapıtını kaçırmayın. 

31 Ağustos 2015 Pazartesi

Evimin Filmleri: The Serpent and the Rainbow



Film Adı: The Serpent and the Rainbow
Tür: Gerilim, Korku
Puan: 7/10


IMDB Puanı: 6.4
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt0096071

Neden İzlemeli?

Korku ve gerilim sinemasının üstatlarından birisi daha bugün hayata veda etti. Wes Craven, yaratmış olduğu eserlerle korku sineması için zaten yeteri kadar önem taşıyor ama onun başardığı çok daha önemli bir husus var. Wes ustamız, birçok meslektaşının aksine her dönemde korku sinemasında çağdaş eserler vermeyi başarabildi. 70'ler, 80'ler, 90'lar ve 2000'ler korku sinemasına bakın, birbirinden çok farklı jenerasyonlara hitap edebilen ve dönemin öncüsü olmayı başarabilen filmlerin altında hep Wes Craven'ın imzası var.

Öne çıkan filmleri:

The Last House on the Left (1972)
The Hills Have Eyes (1977)
A Nightmare on Elm Street (1984)
Deadly Friend (1986) (Bu da yine az bilinen ve dönemine göre son derece ayrıksı duran bir Craven filmidir. Senaryosu çok ciddi eksiklerle dolu, oyunculuklar zayıf ama basketbol topu başta olmak üzere sinema tarihine geçmiş birden fazla esaslı sahnesi var. Korku türüne ilgi duyanlar için güzel bir hazine.)
The People Under the Stairs (1991)
Scream (1996)
Red Eye (2005)

Korku sineması için bu söylediğimiz şeyi gerçekleştirebilmek gerçekten çok ama çok zor bir zanaat. Bugün müteveffanın anısına, diğer filmlerine nazaran daha az bilinen bir filmini öneriyorum. The Serpent and the Rainbow, tam anlamıyla bir piyasa filmi değil. Ürkütücülüğü, atmosferi tamamen bir yönetmen başarısı. Zira aynı konuyu başka yönetmenlere verseniz buradan size dram da çıkarır, yarı belgesel de çıkarır. Craven üstadımız ise çekildiği dönem de göz önüne alındığında, Afrika'nın kendine has o mistik ve bilinmez havasında müthiş bir kara büyü öyküsü anlatıyor. Filmin başında yer alan hayal sekansı bugün hala birçok sinemaseverin zihninde önemli bir yer tutmaktadır. Zamanının önünde, hayli başarılı ve farklı bir korku filmi ile karşı karşıyayız. Yeni neslin Scream ile, seksenler ve doksanlar kuşağının Elm Sokağı serisi ile gönlünü kaptırdığı bu büyük korku dehasının en farklı işine muhakkak bakmanızı tavsiye ederim.

25 Ağustos 2015 Salı

Evimin Filmleri: Martyrs


Film Adı: Martyrs
Tür: Gerilim, Korku
Puan: 8/10


IMDB Puanı: 7.1
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt1029234/

Neden İzlemeli?

Fransızların ne denli psikopat bir millet olduğunu görmek için izlemeli. Bugüne kadar envai çeşit kan, şiddet, sömürü içeren film izledim beni bu kadar sarsan, yerden yere vuran bir film görmedim. Her anı soluksuz izlenen, seyirciyi paramparça eden Martyrs, mutlaka tercrübe edilmesi gereken bir rahatsızlık.

24 Ağustos 2015 Pazartesi

Evimin Filmleri: La Isla Mínima




Film Adı: La Isla Mínima
Tür: Gerilim, Dram, Suç
Puan: 9/10


IMDB Puanı: 7.4
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt3253930

Neden İzlemeli?

İspanya sineması teknik açıdan son dönemde büyük atağa kalktı. Bunun en güzel örneği işte bu film. Kusursuz, nefes kesen bir sanat ve görüntü yönetimi. 35 yıl öncesinde geçen bir hikayeyi anlatırken seyirciye o günün içindeymiş gibi hissettirmeyi başarıyor. Senaryo, oyunculuk kalbur üstü.

14 Ağustos 2015 Cuma

Evimin Filmleri: Frequency


Film Adı: Frequency
Tür: Bilim Kurgu, Macera
Puan: 7/10


IMDB Puanı: 7.3
IMDB Linki: http://www.imdb.com/title/tt0186151/


Neden İzlemeli?

2000 yılı, popüler sinemanın altın çağını yaşadığı bir dönemdi. 99 yazından itibaren - şimdilerde modern klasik sayılan- bir sürü iyi film piyasaya çıkmıştı ve Frequency bu görkemli kalabalık arasında biraz geri planda kaldı. Son derece özgün ve kaliteli bir öyküsü olan filmde oyunculuk iyi, konu sıradışı, klasik bir gişe filminin vaat ettiği her türlü heyecanı, hüznü, mutluluğu fazlasıyla ortaya koyması da cabası. İzlemediyseniz özellikle ailenizle, sevgilinizle güzel bir akşam oturup bu filmle tanışmanızı öneririm.